T.C. Mİllî Eğİtİm BakanlIğI
BALIKESİR / AYVALIK - Ayvalık Mesleki Eğitim Merkezi

Mevlana´yı Anlamak

Mevlana Celaleddin-i Rumi, bizim düşüncelerimize yepyeni mesajlar vermiştir. İslam düşünürlerinin fikir ve düşüncelerini, inanç kaidelerini ruh, akıl ve sevgi sacayağına oturttuğu süzgecinden geçirerek sunmaktadır.

MEVLANAYI ANLAMAK

Mevlana Celaleddin-i Rumi, bizim düşüncelerimize yepyeni mesajlar vermiştir. İslam düşünürlerinin fikir ve düşüncelerini, inanç kaidelerini ruh, akıl ve sevgi sacayağına oturttuğu süzgecinden geçirerek sunmaktadır. İnsanlığa din, ahlak, ilim ve akıl yolunda büyük heyecanlar katmaktadır. Bizlere yeni düşünce ve davranış ufukları açan Mevlana Celaleddin-i Rumi, benzerine rastlanması güç büyük bir şahsiyet, gönülleri aydınlatan ilahi bir ışık, kalpleri ısıtan manevi bir güneştir.  Bu güneş bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da insanlığın hem içini ısıtacak hem de önünü aydınlatacaktır. Onun ışığını takip edenler hep doğru yolda ilerleyecektir.

Bugüne kadar insanların gönlünü tutuşturup nasıl doğru yola sevk etmiş ise bundan sonra da aynı şekilde insanları etkilemeye devam edecek ve doğru yolu göstermeye devam edecektir.

O´nun insan düşüncesine verdiği en büyük mesaj Aşk, Sevgi ve Birliktir. O, kimseyi ayrı görmez. Derisinin rengi siyahmış, beyazmış, kızılmış onun için hiç önemli değildir. O, bir veli olarak gönüllere hitap etmiş ve coşturmuş, bir mürşit olarak insan kalbini manevi kirlerden arındırmış, bir bilgi kaynağı olarak insan aklını nur ile yıkamış, akıl ve gönülleri kirden arındırarak yanlışa giden yoldan döndürmüştür. 

Onun içindir ki kim Mevlana´yı tanırsa yücelmektedir. O´nun yoluna gönül koyan herkes olgunluğa, sevgiye, bilgeliğe, hoşgörü ve yüksek ahlaka ulaşmaktadır. Çünkü O, ahlakı, ilmi, hikmeti, sevgisi, aklı, tavrı ve davranışları ile yüceliği öğretir insanlığa. Bunu da bugün yapmamıştır. Mesajlarını yüzyıllar öncesinden vermiştir bizlere.

Bize emanet ettiği yedi öğüdünü hatırlayalım ve bunları hayatımızda uygulama gayreti içinde olalım.

  1. Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol.
  2. Şefkat ve merhamette güneş gibi ol.
  3. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.
  4. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol.
  5. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol.
  6. Hoşgörürlükte deniz gibi ol.
  7. Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.

Bu öğütleri tutan insanların mutsuz olması mümkün mü? Yine bu öğütlerin yaşatıldığı toplumlarda huzursuzluk olur mu? Bu öğütleri kendisi için hayat felsefesi olarak algılayıp uygulayanları bir düşünelim. Herkes birbirine yardım ediyor; birbirlerinin kusurlarını yüzüne vurmuyor ve hatta örtüyor; hiç kimse sinirlenmiyor; herkes merhametli; alçak gönüllü ve hoşgörülü; kimse ikiyüzlü değil. Bu insanların kalpleri yumuşak ve sevgi dolu olmaz mı? Tabii ki olur. Böyle bireylerin yaşadığı toplumlarda ise huzur, barış ve kardeşlik hâkim olur.

"İnsan yaratılmışların en şereflisidir" düsturuyla her dilden, her dinden, her renkten insanı kucaklayan Hz. Mevlana her zaman ve her devirde ihtiyacımız olan sevginin, barışın, kardeşliğin, hoşgörünün sembolüdür.  UNESCO (Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu) bile bu değerimizin farkına varmış ve – doğumunun 80.yılında – 2007’yi Mevlana ve Hoşgörü yılı ilan etmiştir.

 Herkes tarafından bilinen

Gel, gel, ne olursan ol yine gel,

İster kâfir, ister Mecusi,

İster puta tapan ol yine gel,

Bizim dergâhımız, ümitsizlik dergahı değildir,

Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...

Sözünü düstur edinerek dünyaya bakış açımız, dinimiz, mezhebimiz, dilimiz, ırkımız, deri rengimiz, cinsiyetimiz ne olursa olsun – ayırt etmeden, ötekileştirmeden – birlik ve beraberlik içinde yaşamalıyız.

Kendimize Hz. Mevlana’nın hoşgörüsünü düstur edinebilmemiz dileğiyle…


Şefik AÇAR

Okul Müdürü

Paylaş Facebook  Paylaş twitter  Paylaş google  Paylaş linkedin
Yayın: 21.08.2017 - Güncelleme: 27.09.2017 13:23 - Görüntülenme: 918
Kaynak: Şefik AÇAR
  Beğen | 0  kişi beğendi